MAARİFTEKİ BAŞÖRTÜ DÜŞMANLARINA LÂNET!

© Kayıt Dışı Tarih
Yazı Boyutu:

TÜRKİYE’NİN bugünkü bozuk maarifi İslâmiyete, edebe, ahlâka ve iffete karşı savaş açmıştır!..

 Bu gerçeği bir kere daha bütün Müslümanlara ilân ederim. Böyle bir maarif ve bağlı bulunduğu düzen millet ve memleketlerimize zararlıdır. Bu düzenle beraber bu maarif de yıkılacaktır. Kimsenin şüphesi olmasın.

Bu maarifin ne kafada bir maarif olduğunu anlatmak için şu tek misâl bile yeterlidir.

Urfa ilk mektep muallimesi Melâhat Armağan vaktinden önce emekliye sevk edilmiştir. Sebep?.. Çünkü bu hanım öğretmen dindar bir Müslümandır ve dâima başı örtülü olarak gezmekte derslere de bu kıyafetle girmektedir.İşte bu yüzden 30 yaşında tekaüd edilmiş ve talebelerinden uzaklaştırılmıştır.

Devrimci maarifimiz bundan elli sene önce işgalci Yunan kuvvetlerinin yaptığını taklid ediyor. Onlar da iffetli Türk kadınlarının başörtülerine, peçelerine, çarşaflarına saldırıyorlardı.

Allah onlara belalarını verdi. Şimdi sıra bugünkü başörtü düşmanlarında ömrü olan görecektir. Maarifimiz memleketin muhtelif vilayet ve kazalarında vazife gören bütün başörtülü hanım öğretmenler hakkında tâkibata girişmiş.

Maarifimiz mi hayır! Bin kere hayır! Bu zihniyette bir maarif bizim değil; farmasonların, devrim yobazlarının, İsrail dostlarının, kültür emperyalistlerinin, deccal uşaklarının, Bolşevik Beşinci kolunun maarifi olabilir ancak.

İşgal altındaki Hindistan’da faaliyet gösteren İngiliz maarifi bile İslamiyete böylesine düşmanlık etmemişti. Dinsiz  maarifimiz tesettür-i İslâmiye mevzuunda o kadar saçmaca hareket ediyor ki, din dersi muallimlerinin bile baş örtülerine saldırıyor. Bu cümleden olarak Muğla Kız İlköğretmen okulu din bilgisi öğretmenine maarif müdürü sert bir yazı göndermiş.

-Başını açacaksın!... diye ültimatom vermiştir. Bu yetmiyormuş gibi hanım öğretmenin eşine de resmi bir ihtarname yollanmış ve karısının başını açması istenmiştir.

Şu rezalete şu kepazeliğe şu utanmazlığa bakın da!... Bu maarif Türk tarihinin yüz karasıdır.

Yüce Allah’ın gazabına uğrayacaklar, perişan bir halde yok olacaklar,  yerin dibine geçeceklerdir.

Turistlik gazinolarda, pavyon ve barlarda çırılçıplak karı oynatan LAİKLİK yobazlarının Müslüman hanımların başörtüsüne karışmaya ne hakları vardır?

Bulundukları yerlerdeki başörtülü öğretmenlere baskı ve haksızlık yapıldığını gören Müslümanlar bu rezalete seyirci kalmamaktadırlar.

-“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”Bu sözü Yüce Peygamberimiz (S.A) söylüyor.

Küfür, pis tırnaklarını İslam kadınlarının ve kızlarının çarşaflarına kadar uzattı. Küfür mukaddesatımıza karşı savaş açtı…

Biz hâlâ seyirci mi kalacağız?...

Ey ehl-i imân uyan, uyan, uyan!

Bütün meşrû vasıtalarla hakkını müdafaa et.

Komünistler gelirse şöyle zulüm olacak, böyle yapılacak, diye feryad edip duruyorduk. Henüz komünist idare kurulmadı ama, Maarifteki başörtü düşmanı dinsizler bu millete Stalin metodlarını tatbike başladılar.

Ey millet! Uyuma! Bir İslam  kadınının veya kızının başörtüsüne yapılan tecavüz bütün kadınlarımıza karşı yapılmış gibidir.

Sıra senin hanımına senin kızına gelmeden harekete geç.

Telgraflarla, protesto bildirileri ile  hükûmet uyarılmalıdır. Beylerine ihanet edilmektedir. Yabancı sermaye ile ortak olup halkı şehirleştirmek için büyük bira fabrikaları yaptıran zihniyet bir yandan da mukaddesatımıza saldırıyor.

Suistimal, rüşvet, yabancı sermâye ortaklığı, kaçakçılık, farmason uşaklığı, devrim yobazlığı bataklığında iken kadınlarımızın başörtülerine çamur atıyorlar. Ey ehl-i hamiyet! Öldünüz mü?..

Başörtüsü düşmanı küfür yobazlarına karşı bütün meşru vasıtalarla açılacak cihad’da benim de ufak bir hissem olsun.

Şu yazımı, tesettür düşmanlarının suratlarının ortasına bir mert tükürüğü gibi yapıştırırım!..

Mehmed Şevket Eygi

(Bugün gazetesi, 26 Ocak 1970)

 

Yorumlar 0
Yorum Yapın