Peygamberimiz’e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi?
20.06.2024Peygamberimiz’e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi?
- 84 Görüntülenme
Peygamberimiz’e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi?
Yaşarken öldürülmüş bir kalem: Ahmed Midhat Efendi
“ACIMAK” ve “BİR KADIN DÜŞMANI” ÜZERİNE DÜŞÜNCELER…
İlk boykotu 115 yıl önce Avusturya’ya karşı yapmıştık
IV. Murad İstanbul’unun en ünlü fıtık cerrahı bir kadındı
Alın size savaş gemisinin buhar makinesini tasarlayan bir Osmanlı mühendisi
İsmailağa Cemaatinin kurucusu Ali Haydar Efendi İstiklal Mahkemesi’nde yargılanmıştı
Tuna’ya gömülü son Osmanlı adası
30 Ağustos zaferinin İstanbul’daki yankıları
Şehzade Ahmed Nihad Efendi’den zarif tavsiyeler
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE FELSEFENİN ELEŞTİRİŞİ (3)
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE FELSEFENİN ELEŞTİRİŞİ (2)
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE FELSEFENİN ELEŞTİRİŞİ (1)
Göğe açılmış kanatlar gibi…
Babam Rafet Armağan’ın ardından…
Aşılmamış çocuk: Cengiz Aytmatov
27 Mayıs darbesine iki kadın böyle meydan okumuştu
Menderes’i ipe götüren 10 konuşma
Adnan Menderes’in Darbe Öncesi Radyo Konuşması
Sultan Abdülhamid'in Ruhaniyetinden İstimdad
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Kasım 1922 tarihinde TBMM’de yapmış olduğu konuşma
Yeni mi Ölmeye Başlayan Bir Milletiz?
Sen ey kanatlı yolcu, bir zaman ne güzeldin !
Necip Fazıl'ın kaleminden ders niteliğinde kısa bir anı: Bir Ramazan Hatırası
Urfalılar Osmanlı döneminde ve sonrasında uzun yıllar Ramazan aylarında buradan atılan iftar topuyla oruçlarını açmışlardır.
~ Sultan Reşâd Han’ın Gazel-i Hümâyûnu~
SULTAN ABDÜLHAMİD HAN’IN MANEVİYETİNDEN İSTİMDAT
Asım’ın nesli…diyordum ya…nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Gülemiyorsun ya, gülmek Bir halk gülüyorsa gülmektir Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
tekrar bir gün camiye çevirmeyi ümit ediyor, vazgeçmiyor
Ebedi hadimü’l-Harameyniniz Ölsek de ravzanı ruhumuz bekler
O çocuğu bekliyoruz. Dünyâyı değiştirecek, yenileyecek, meşhur kelimemizle söyleyelim, "diriltecek" çocuğu...
Ulu mâbed! Seni ancak bu sabah anlıyorum; Ben de bir vârisin olmakla bugün mağrûrum; Bir zaman hendeseden âbide zannettimdi; Kubben altında bu cumhûra bakarken şimdi, Senelerden beri rüyâda görüp özlediğim Cedlerin mağfiret iklîmine girmiş gibiyim
“Ziyafet bitti, fakat ağzınızı silmeden, elinizi yıkamadan, bir de acı kahvemizi içmeden efendiler nereye?
Ey Allah’ın elçisi! Tutuver elimden! Senden başka hiçbir şeyim yok. Hiç kimseye sığınamam
“Bizi yükselten dinimize duyduğumuz büyük aşktır”
Yağız atIar kişnedi, meşin kırbaç şakIadı, Bir dakika araba yerinde durakIadı.
Baş açuban babına geldik senin/Daima fi'li hatadur bendenin Rahmetini umarız ey lütfu bol
Yüzü çok sararmıştı. Üzgün, mahzun ve dalgındı. İstanbul hâlâ işgal altındaydı…
Zeybeğim Zeybeğim ne oldu sana Allah deyip şöyle bir doğrulsana!
Ayırmak olmaz artık Bir kalbi bir taraktan Ve kalb ağlayaraktan Çekilir geri geri
İstanbul'u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu.